Latince adı Hypericum perforatum olan bu bitkinin Türkçe bilinen adı sarı kantaron otu olup Hypericaceae familyasındandır.
Yaklaşık olarak 30-100 cm boylarında, çiçekli bir bitkidir. Geniş, sürünen rizomları olan, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Kırmızımsı gövdeleri dik ve üst kısımda dallanmıştır ve 1 metreye kadar büyüyebilirler.
Sarı kantaron bitkisinin gövdesi, taban kısmında odunsudur ve yaprak izlerinden ötürü eklemli gibi gözükebilir.
Anadolu’da binbirdelik otu, kan otu, kılıç otu, koyun kıran, kuzu kıran, mayasıl otu, püren, sarı kantaron, yara otu, gibi isimlerle bilinen H. perforatum türünün tarihçesi, etnobotanik kullanımı, kimyasal bileşimi ve aktiviteleri ile ilgili birçok çalışma bulunmaktadır.
Sarı kantaron dalları, tipik olarak basık bir taban etrafında kümelenir. Dar ve dikdörtgen şeklinde ve 1-2 cm uzunluğunda zıt ve sapsız yaprakları vardır. Dallarda taşınan yapraklar, kısaltılmış dalcıklara zıt büyür. Yapraklar sarı-yeşil renkte olup, dağınık yarı saydam glandüler (bezsi) doku noktaları vardır. Noktalar, ışığa tutulduğunda göze çarpar ve yapraklara, bitkinin Latince belirleyici adının (perforatum) atıfta bulunduğu “delikli” bir görünüm verir.
Sarı kantaron bitkisinin çiçeklerinin boyu 2,5 cm kadardır: 5 taç yaprağı ve çanak yaprağı vardır ve göze çarpan siyah noktalarla parlak sarı renktedir.
Çiçekler, üst dalların uçlarında, ilkbahar sonu ile erken yaz ortası arasında geniş sarmal halkalarda görülür. Talkımları yapraklıdır ve birçok çiçek taşır. Sivri çanak yaprakları siyah bezsi noktalara sahiptir. Birden fazla erkek organ, tabanda üç demet halinde birleşir. Polen taneleri elips şeklindedir. Siyah ve parlak tohumlar pürüzlüdür, kaba yivlerle ağlanmıştır. Sarı kantaron çiçeklerinin kendisi değil ama, çiçek tomurcukları veya tohum kabukları ezildiğinde kırmızımsı veya mor bir sıvı üretilir.